1829 yılında kömürün bulunmasından itibaren Zonguldak için bir yeraltı kültürünün oluşmaya başlamasından söz edilebilir. Kömürün ekonomik değeri olan bir meta olarak gündeme gelmesi ile Zonguldak’ın o tarihten itibaren, modern döneme ait yeni bir şehir olarak oluştuğu da bu tespitle birlikte söylenmelidir.
Ereğli – Amasra arasında kümelenen kömür ocakları 200 yıla yaklaşan geçmişinde bir yeraltı kültürü oluşturmuştur. Bu kültürün bir uzantısı olarak Ereğli ve Karabük demir & çelik fabrikaları da anılmalıdır.
Bu yeraltı kültürü iki yüz yıl boyunca yer üstünü ve özellikle insan kaynağını da olgunlaştırmıştır. Kömür ve insanla tanımlanan bu çerçeveyi madencilik kültürü olarak adlandırabiliriz.
Kömür üretimi ve tüketimi hem Türkiye’de hem de Dünya’da uzun bir süredir azalan bir eğilim göstermektedir. Bir yandan yeni ve gelişen enerji teknolojileri ve yenilenebilir enerji kaynakları öte yandan ise Zonguldak’taki madenlerin yerin oldukça derin seviyelerinde bulunması nedeniyle madenciliğin ekonomik olmaması bu eğilimin Zonguldak için temel belirleyicileridir…
Diğer yandan Zonguldak’ta toplam 50’ye yakın mağaranın varlığından söz edilmektedir. Ereğli’deki Cehennemağzı Mağaraları Zonguldak Mağaraları içinde çok küçük olarak kabul edilebilir buna rağmen ülke çapında bir bilinirliği vardır. Kilise Mağarası, Kocayusuf (Herkül) Mağarası ve Ayazma Mağarası olarak adlandırılan bu mağaralar Roma ve Bizans döneminde kullanılmıştır. Bu mağaralar yarı doğal, yarı yapay olup, günümüzde Kdz.Ereğli Müzesine bağlı bir ören yeri olarak kullanılmaktadır.
Cehennemağzı Mağaraları dışında kalan mağaraların ülke çapında bir bilinirliğinden söz etmek mümkün değildir. Yakın zamanda yürüme yolları ve aydınlatma çalışması tamamlanarak ziyarete açılan Gökgöl Mağarası ise yakın gelecekte -ve iyi bir tanıtım çalışması ile- ülke ölçeğinde bilinirlik kazanabilir.
Zonguldak madencilik kültürünün, yeraltı kültürüne evirilerek Zonguldak’ın yerel kalkınma dinamikleri içinde önemli bir rol üstlenmesi iddiası kapsamında Zonguldak Mağaraları Turizm Mastır Planı hazırlanmaktadır. Zonguldak kent merkezinin hemen doğusunda bulunan ve yaklaşık 100 km²’lik bir alan içinde bulunan Gökgöl Mağarası, Kızılelma – Cumayanı mağara sistemi, Çayırköy Mağarası, Sofular Mağarası, Erçek Mağarası ve İnağzı Mağarası ise Zonguldak Mağaraları Mastır Planı’nın hazırlanmasının temel motivasyonunu oluşturmaktadır:
Zonguldak Mağaraları Turizm Mastır Planı kapsamında ilk olarak Zonguldak Mağaraları Envanteri tamamlanacaktır. Bu bağlamda mağaralar, mağara girişleri, salonlar, yürüme rotaları, dikit, sarkıt, sütun, örtü ve duvar oluşumları bir envanterde toplanacak; MTA tarafından yapılan 1995 araştırması güncellenecek; mağaralar güncel ölçüm teknikleri ile yeniden ölçülecek ve tüm mağaraların ayrıntılı en ve boy kesitleri oluşturulacaktır.
Zonguldak mağaraları envanterinin güncellenmesi ve mastır plan çalışmalarının olgunlaşması sonrasında bölgedeki jeolojik oluşumların daha iyi kavranmasını sağlayacak yaşlandırma çalışmaları yapılacaktır. (2011 yılında Sofular Mağarası için yapılmıştır.)
Bir yandan devam eden mastır plan çalışmalarına paralel olarak Gökgöl ve Çayırköy Mağaralar için mağaraların dışında çalışmalar da yapılmaktadır.
Gökgöl Mağarası ile ilişkili olarak Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi oluşturulmaktadır. Halihazırda Zonguldak Mağaraları ile ilgili tek yer olan Gökgöl Mağarası, Ziyaretçi Merkezi ile daha etkin ve bilgilendirici bir turistik odak olarak devam edecektir.
Çayırköy Mağarası girişi, girişindeki değirmen ve Çayırköy’le birlikte bir pastörel odak olarak geliştirilmektedir. Bu kapsamda konsept projelendirme çalışmaları Ocak 2018’de tamamlanmıştır. Bu mağara ile ilgili yapılan çalışmalar doğa ve tarihin sunduğu yeni veriler ışığında gelişmektedir.
Çaycuma ilçesinde Gökçeler ve Çömlekçi Köyleri’nin arasında kalan ve eski bir maden ocağında bazalt oluşumları bulunmaktadır. Bu maden ocağı korunarak projelendirilmektedir.
Cumayanı – Kızılelma Mağara Sistemi’nin Zonguldak Mağaraları Turizm Mastır Planı’nın ana jeoloji odağı olması hedeflenmiştir. Söz konusu mağara sistemi küçük bir alan içinde yer altında ve yer üstünde özel jeolojik oluşumlar barındırır. Kızılelma Mağarası’ndan giren dere Cumayanı’ndan yeniden yer yüzüne çıkar ve birkaç km sonra Çatalağzı’ndan Karadeniz’e kavuşur. Derenin mağara içindeki bu akışından çok sayıda sifon ve düden eşlik eder. Cumayanı – Kızılelma Mağara Sistemi çevresinde çok sayıda dolin bulunmaktadır. Bu dolinler MTA tarafından yapılan geçmiş araştırmaların konusu olmuştur ancak yeniden ve daha etraflıca araştırılacak potansiyelleri barındırmaktadırlar.
Cumayanı – Kızılelma Mağara Sistemi büyük bir kirlilik tehditi altındadır. Bir yandan Zonguldak çöp depolama alanından yağmurun da etkisi ile sızan çöple karışmış su öte yandan Kızılelma girişi yakınlarındaki 3 kömür tesisinin lavuar atıkları mağaraya girmektedir. Bu çevre sorunun çözülmesi için adımlar atılacaktır.
Gökgöl Mağarası’na kuş uçuşu 3km mesafedeki Harmankaya Şelaleleri vadisinin jeolojik yapısı nedeniyle çekici şelale manzaraları sunmaktadır. Zonguldak Mağaralar bölgesinin hemen çeperindeki bu farklı jeolojik yapı Harmankaya Kanyonu olarak geliştirilecektir.
Zonguldak Mağaraları etkinliği tüm bu gelişmeler ışığında jeoparklaşma sürecindeki ilk adımlardan birisi olarak yapılmıştır. 3 Şubat 2018 Cumartesi günü Zonguldak Emirgan Otel’de yapılan etkinliğin konuşma başlıkları şöyle:
- Ahmet Çınar, Açılış konuşması
- Ömer Yılmaz, Zonguldak Turizm Planı & Zonguldak Mağaraları Mastır Planı
- Kürşat Coşgun, Zonguldak Mağarları’nın Yeryüzü Turizm Potansiyelleri
- Yeşim Büyükmeriç, Zonguldak Fosilleri
- Hamdi Mengi, Zonguldak Mağaraları
- Tarkan Yorulmaz, Zonguldak Mağaraları Flora ve Fauna’sı
- Hakan Kutoğlu, Mağaraların ölçülmesi
- Nizamettin Kazancı, Türkiye’nin Jeopark Tecrübesi